Bize Ulaşın
Kamulaştırma Nedir?
Devlet idaresinde olmayan şahsi taşınmazların bir kısmının veya tamamının kamu yararının gerektirdiği haller kapsamında belirli bir bedel karşılığı devlet veya kamu tüzel kişilerince el konulması veya taşınmaz üzerinde irtifak hakkı tesis edilmesi durumunu ifade etmektedir.
Kamulaştırmayı gerçekleştiren idare, kamulaştırma yaptığı taşınmaz için ödemesi gereken bedeli kural olarak peşin öder ancak bazı durumlarda ödeme süresi toplam 5 yılı aşmayacak şekilde eşit taksitlerle de ödemektedir. Taksitlendirme durumunda kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.
Kamulaştırmanın Şartları Nelerdir?
- Kamulaştırmanın Yasalara Uygun Bir Şekilde Yapılması:
Kamulaştırmanın kanunu temelini Anayasa’nın 46. Maddesi ve 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu oluşturmaktadır. Kamulaştırma sürecinin temel dayanağı ise Anayasamızın 46. maddesidir.
Kamulaştırma
Madde 46 –
Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.
2. Kamulaştırmayı Zorunlu Kılan Bir Kamu Yararının Varlığı:
“Zorunlu kamu yararı” soyut, genel ve ölçülebilirlikten uzak bir kavram olsa da yüksek mahkeme kararlarıyla somutandırılmaya çalışılmaktadır. Yüksek mahkeme kararlarında genel olarak “zorunlu kamu yararı” ile bahsi geçen husus için kamusal yararın özel mülkiyetten daha ağır bastığı kamusal sebepler ifade edilmektedir.
3. Özel Mülkiyete Konu Bir Taşınmazın Varlığı:
Kamulaştırma sürecinden bahsedebilmek için mutlaka özel mülkiyete konu bir taşınmazdan veya ayni haktan söz edilmesi gerekmektedir. Kamuya ait mallar kamulaştırmanın konusu olamazlar.
4. Kamulaştırılan Taşınmazın Bedelinin Ödenmesi:
Kamulaştırma bedeli kural olarak nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak istisnai olarak ise;
- Tarım reformunun uygulanması,
- Büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi,
- Yeni ormanların yetiştirilmesi,
- Kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların
bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir ve peşin olarak ödenmeyebilir. Anayasamızda bu tip istisnaların belirlenmesinin sebebi, bu istisnai olarak sayılmış olan uygulamaların büyük mali yükümlülüklere sebebiyet verebilmesidir.
Taksitlendirilerek ödeme söz konusu ise toplam taksit süresinin 5 yılı aşamayacağı, geciken her bir taksit ödemesi için kamu alacakları için mevcut en yüksek faizle ödemenin yapılması gerektiği kesin olarak düzenlenmiştir.
Kamulaştırılan malın bedelinin tam ve hakkaniyetli değerinin tespiti ve ödenmesi son derce önemlidir. Bunun için bilirkişi raporları ve olayın değerlendirilmesine yarayan her türlü delil dikkate alınarak “adil ve hakkaniyete uygun bir bedel” tespit edilmelidir.
5. Kamulaştırmanın Yetkili İdare Tarafından Gerçekleştirilmesi:
Kamulaştırma yalnızca devlet ve kamu tüzel kişileri tarafından gerçekleştirilebilir. Başkaca kurum veya kuruluşlar tarafından kamulaştırma adı altında gerçekleştirilen işlemlerin hukuki bir dayanağı bulunmamakta olup yapılan işlemler geçersiz olacaktır.
Kamulaştırma Sürecinin Aşamaları Nelerdir?
- İdari Aşama
- İlgili idare Tarafından Bütçeye Yeterli Ödenek Konulması:
Kamulaştırma işlemi planlanan ilgili idare, kamulaştırma kapsamındaki taşınmazlar için detaylı bir alan araştırması yapmakla yükümlüdür. Bu araştırma, titizlik ve özenle gerçekleştirilmeli ve sonucunda taşınmazların “tahmini bedeli” belirlenmelidir. Ayrıca, ilgili idare, bütçesine bu tahmini bedeli karşılayabilecek miktarda yeterli ödeneği tahsis etmelidir. Yeterli ödeneğin tahsis edildiğine dair ispat yükümlülüğü de ilgili idareye aittir.
Bu şart, Kamulaştırma Kanunu’nun “Kamulaştırma Şartları” başlıklı 3. maddesinin son fıkrasında belirtilmiştir ve istisna getirilmemiştir.
Kamulaştırma Kanunu md.3/4: “İdarelerce yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemlerine başlanılamaz.”
b. Yetkili İdare Tarafından Kamu Yararı Kararının Alınması
Kamu yararı kararı, sadece soyut bir kavram değil; aynı zamanda katı şartlara bağlıdır. Bu karar, sadece belirli yetkililer tarafından alınabilir ve ilgili idarede bulunan herhangi bir kişi tarafından değil. Kamu yararı kararı alınabilmesi için belirli koşulların sağlanması gerekir.
Kamu yararı, bireysel çıkarların önünde tutulur ve bu karar, bireysel yararlardan daha genel toplumsal faydaları kapsar. Bu nedenle, kamu yararı kararı alınırken bu genel fayda esas alınır ve belirli yetkililer tarafından dikkatle incelenir.
Kamu yararını alabilecek idari merciiler kanunla belirlenmiştir. Bunlar Kamulaştırma Kanunu md.5’te sayılmıştır:
“Kamu yararı kararı verecek merciler şunlardır:
a) Kamu idareleri ve kamu tüzelkişileri;
1. 3 üncü maddenin ikinci fıkrasında sayılan amaçlarla yapılacak kamulaştırmalarda ilgili bakanlık,
2. Köy yararına kamulaştırmalarda köy ihtiyar kurulu,
3. Belediye yararına kamulaştırmalarda belediye encümeni,
4. İl özel idaresi yararına kamulaştırmalarda il daimi encümeni,
5. Devlet yararına kamulaştırmalarda il idare kurulu,
6. Yükseköğretim Kurulu yararına kamulaştırmalarda Yükseköğretim Kurulu,
7. Üniversite, Türkiye Radyo – Televizyon Kurumu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yararına kamulaştırmalarda yönetim kurulları,
8. Aynı ilçe sınırları içinde birden çok köy ve belediye yararına kamulaştırmalarda ilçe idare kurulu,
9. Bir il sınırları içindeki birden çok ilçeye bağlı köyler ve belediyeler yararına kamulaştırmalarda il idare kurulu,
10. Ayrı illere bağlı birden çok kamu tüzelkişileri yararına kamulaştırmalarda Cumhurbaşkanı,
11. Birden çok il sınırları içindeki Devlet yararına kamulaştırmalarda Cumhurbaşkanı.
b) Kamu kurumları yararına kamulaştırmalarda yönetim kurulu veya idare meclisi, bunların olmaması halinde yetkili idare organları,
c) Gerçek kişiler yararına kamulaştırmalarda bu kişilerin, özel hukuk tüzelkişileri yararına kamulaştırmalarda ise; yönetim kurulları veya idare meclislerinin, yoksa yetkili yönetim organlarının başvuruları üzerine gördükleri hizmet bakımından denetimine bağlı oldukları köy, belediye, özel idare veya bakanlık.”
c. Kamu Yararı Kararının Onaylanması
Kamu yararı kararının sadece kararı almakla yetkili olan merci tarafından alınması yeterli değildir. Bu kararın belirli bir idari denetim mekanizmasıyla onaylanması gerekliliği, Kamulaştırma Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme, kamu yararı kararının sadece alınmasıyla değil, aynı zamanda ilgili kararın bir üst merci tarafından onaylanmasıyla yürürlüğe gireceğini belirtmektedir. Bu şekilde, kamulaştırma sürecinde kamu yararının korunması ve hukuki güvencenin sağlanması amaçlanmaktadır.
“Onay mercii
Madde 6 – Kamu yararı kararı;
a) Köy ihtiyar kurulları ve belediye encümenleri kararları, ilçelerde kaymakamın, il merkezlerinde valinin,
b) İlçe idare kurulları, il daimi encümenleri ve il idare kurulları kararları, valinin,
c) Üniversite yönetim kurulu kararları, rektörün,
d) Yükseköğretim Kurulu kararları, Kurul başkanının,
e) Türkiye Radyo – Televizyon Kurumu yönetim kurulu kararları, genel müdürün,
f) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu kararları, Yüksek Kurum Başkanının,
g) Kamu kurumları yönetim kurulu veya idare meclisleri veya yetkili idare organları kararları, denetimine bağlı oldukları bakanın,
h) Gerçek kişiler veya özel hukuk tüzelkişileri yararına; köy, belediye veya özel idarece verilen kararlar, valinin,
Onayı ile tamamlanır.
Cumhurbaşkanı veya bakanlıklar tarafından verilen kamu yararı kararlarının ayrıca onaylanması gerekmez.[5]
Onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur. Bu durumlarda yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir karar alınır.”
d. Kamulaştırmaya Dair Muhatapların Tespiti(Somutlaştırma – Öznelleştirme)
Kamulaştırma kararı, soyut bir hukuki işlem olup, belirli muhataplar belirlenerek somutlaştırılması gerekmektedir. Kamulaştırma Kanunu’nun 7. maddesi gereğince, idare, kamulaştırma kararına uygun olarak kamulaştırma işlemi gerçekleştirilecek taşınmazlarla ilgili gerekli bilgileri toplar ve ilgili mercilere sunar. Ardından, kamulaştırma işlemi yapılacak taşınmazların tapu kaydına kamulaştırma şerhi konulması için ilgili tapu müdürlüğüne bildirimde bulunur.
Bu süreçte, kamulaştırma kararının uygulanabilmesi için ilgili taşınmazlarla ilgili detaylı bilgilerin toplanması ve ilgili makamlara iletilmesi sağlanır. Daha sonra, tapu kayıtlarının güncellenmesi için gerekli adımlar atılır ve kamulaştırma şerhi ilgili taşınmazların tapu kayıtlarına eklenir. Bu şekilde, kamulaştırma süreci somut bir şekilde yürütülür ve ilgili taşınmazlar üzerinde kamulaştırma işlemi gerçekleştirilir.
“Kamulaştırmada önce yapılacak işlemler ve idari şerh
Madde 7 – Kamulaştırmayı yapacak idare, kamulaştırma veya kamulaştırma yolu ile üzerinde irtifak hakkı kurulacak taşınmaz malların veya kaynakların sınırını, yüzölçümünü ve cinsini gösterir ölçekli planını yapar veya yaptırır; kamulaştırılan taşınmaz malın sahiplerini, tapu kaydı yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini, tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere bağlamak suretiyle tespit ettirir.
İlgili vergi dairesi idarenin isteği üzerine taşınmaz mal ve kaynakların vergi beyan ve değerlerini, vergi beyanı bulunmadığı hallerde beyan yerine geçecek takdir edilecek değeri en geç bir ay içerisinde verir.
İdare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir. Bildirim tarihinden itibaren malik değiştiği takdirde, mülkiyette veya mülkiyetten gayri ayni haklarda meydana gelecek değişiklikleri tapu idaresi kamulaştırmayı yapan idareye bildirmek zorundadır. (Değişik cümle: 24/4/2001 – 4650/2 md.) İdare tarafından, şerh tarihinden itibaren altı ay içinde 10 uncu maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespitiyle idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde, bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir.”
Bu aşamada, tasarruf sahibinin tasarruf yetkisi henüz kısıtlanmamıştır. Tasarruf yetkisinin kısıtlanması, Kadastro Kanunu’nun 10. ve 31/b. maddelerine uygun şekilde gerçekleştirilen tebligat sürecinden sonra gerçekleşecektir. Bu süreçten sonra, taşınmaz malın üçüncü bir kişiye devredilmesi yasağı gündeme gelecektir. Ancak, irtifak hakkı konulmasının yeterli olduğu durumlarda, taşınmazın tapu kaydına “satılamaz” şerhinin konulması doğru bir uygulama olmayabilir.
İlgili idare tarafından taşınmazın tapu kaydına şerh konulmasının ardından, 6 ay geçtikten sonra halen kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili talep edilmemiş ve buna dair mahkemeden alınacak belge tapu müdürlüğüne sunulmamışsa, kamulaştırma şerhi tapu sicilinden resen silinecektir.
e. Kamulaştırma Yapılacak Yerin Tapulu Olmaması Halinde İzlenmesi Gereken Usul
İdare, kamulaştırma kararı alındıktan sonra muhatapların belirlenmesi ve somutlaştırma sürecinin başlatılması önemlidir, özellikle kamulaştırmaya tabi tutulacak arazilerin tapusuz olması veya kadastro işlemlerinin tamamlanmamış olması durumunda. Bu gibi durumlarda, Kamulaştırma Kanunu’nun 9. ve 19. maddeleri dikkate alınır.
Kamulaştırma Kanunu’nun 19. maddesine göre, idare öncelikle söz konusu taşınmazın Kamu Maliyesi ve Kamu Malları Kanunu’nda belirtilen kamu malı olup olmadığını tespit eder. Daha sonra, Kamulaştırma Kanunu’nun 9. maddesinde belirtilen bilirkişi heyeti atanır. Bu bilirkişi heyeti, yerinde incelemeler yaparak taşınmazın sahipliği, kullanımı, teknik özellikleri, özel mülkiyete konu olup olmadığı, imar durumu ve işlenme durumu gibi bilgileri tespit eder. Bu bilgileri derleyerek, ilgili idarenin hangi kişi veya kurumlarla muhatap olması gerektiğini belirler.
Bu süreçte, kamulaştırma işlemlerinin adaletli ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve hak kayıplarının önlenmesi amaçlanır. Bu nedenle, muhatapların belirlenmesi ve somutlaştırma sürecinin doğru şekilde yönetilmesi önemlidir.
“Kadastro görmemiş yerlerde tespit işlemi
Madde 9 – İdare, tapulama veya kadastrosu yapılmamış yerlerin durumunun tespiti için mahallin mülki amirine müracaatla, kamulaştırma yapılacak yerde iki asıl ve iki yedek olmak üzere dört bilirkişinin seçilmesini ister. Mülki amir idarenin bu istemi üzerine sekiz gün içerisinde bilirkişilerin seçilmesini ve sulh hukuk mahkemesinde yeminlerinin yaptırılarak isimlerinin kamulaştırmayı yapacak idareye bildirilmesini sağlar.
Tespit sırasında muhtar veya vekili, ihtiyar kurulundan iki üye ve iki bilirkişi birlikte görev yaparlar.
Bu tespitte görev yapan muhtar veya vekili, ihtiyar kurulu üyeleri ile bilirkişilere çalıştıkları günler için 29 uncu maddeye göre ödeme yapılır.”
f. Kamulaştırmaya Tabii Tutulacak Taşınmaza İlişkin Değer Tespit Çalışması:
Kamulaştırma sürecinde, kamulaştırılacak taşınmazın değerinin tespiti için “kıymet takdiri” adı verilen bir aşama bulunmaktadır. Bu sürecin sağlanması için, bir Kıymet Takdiri Komisyonu oluşturulur. İlgili idareye mensup en az üç kişilik bir komisyon, taşınmazın değerini belirlemek üzere kıymet takdirini gerçekleştirir.
Kanunda kıymet takdirine ilişkin komisyonun oluşumuyla ilgili spesifik bir belirleme yapılmamış olmasına rağmen, komisyon üyelerinin inceleyecekleri konularda bilgi ve deneyim sahibi olmaları önemlidir. Bu, ileride olası uyuşmazlıkları önleyici bir nitelik taşır.
Kıymet Takdiri Komisyonu, belirleme işlemini tamamladıktan sonra muhataplarla doğrudan temasa geçmez. Bu amaçla, ayrıca bir Uzlaşma Komisyonu görevlendirilir. Uzlaşma Komisyonu, kıymet takdiri sonuçlarına dayanarak muhataplarla görüşmeler yapar ve olası anlaşmazlıkları çözmeye çalışır.
Bu şekilde, kamulaştırma sürecinde kıymet takdirinin objektif bir şekilde gerçekleştirilmesi ve muhataplarla uygun bir şekilde iletişim kurulması sağlanır.
g. Satın Alma, Uzlaşmaya Davet ve Pazarlık:
Tapuda kayıtlı taşınmaz mallara ilişkin olarak öncelikle satın alma usulünün yerine getirilmesi gerekmektedir. Ancak satın alma girişimi sonucunda muhataplarla uzlaşma sağlanamadığı takdirde, yargı yoluna başvurulacaktır. Bu, usul ekonomisine uygun bir adımdır ve Danıştay’ın çeşitli kararlarında satın alma usulünün yerine getirilmemesi halinde kamulaştırma işleminin sakatlanacağı belirtilmiştir.
Kıymet takdiri komisyonu tarafından hazırlanan kıymet takdir raporunun ardından resmi taahhütlü bir yazıyla muhataplara bildirimde bulunulur. Bu bildirimde, kıymet takdir komisyonu tarafından hazırlanan raporda yer alan tahmini bedel muhataplara belirtilmez. Yalnızca, kamulaştırma kararı alınan taşınmaz veya üzerinde irtifak tesis edilecek taşınmazlara dair bedelin peşin veya istisnai hallerde taksitle ödenebileceği, pazarlık veya trampa ile başka bir taşınmazla değiştirilebileceği bildirilir.
Muhataplar, bu bildirimin tebliğinden itibaren 15 gün içinde idareye başvurarak satış veya trampa isteğinde bulunabilirler. Uzlaşma komisyonu, taraflar arasında bir görüşme tarihi belirler ve kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen tahmini değeri aşmayacak şekilde uzlaşma sağlamaya çalışır.
Ancak uzlaşma görüşmeleri sonucunda anlaşma sağlanamaz veya anlaşma sonrası yükümlülükler yerine getirilmezse, anlaşmazlık tutanağı düzenlenir ve yargısal süreç başlatılır. Taraflar arasında anlaşma sağlanması durumunda ise anlaşma tutanağı düzenlenir. İdare, anlaşma tutanağının düzenlenmesinden itibaren 45 gün içinde anlaşılan bedeli hazırlar, tapuda tescil ve terkin işlemlerini gerçekleştirir ve kamulaştırma bedelini ilgiliye öder. Anlaşma sağlanması durumunda, gerçekleştirilen kamulaştırma işlemine ve bedele ilişkin itiraz davası açılamaz.
2. Kamulaştırma Davalarında Yargısal Aşamalar Nelerdir?
Kamulaştırma işlemleriyle ilgili yargısal aşama, adli yargı ve idari yargı olmak üzere iki aşamada gerçekleşir. Bu süreçte maddi düzeltim davaları, bedel tespit ve idare adına tescil davaları ile iptal davaları açılabilir.
Adli yargı aşamasında, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesinde değer tespit ve idare adına tescil davası açılır. Bu süreç, kanun ve içtihatlar doğrultusunda detaylı ve kapsamlı bir şekilde yürütülmelidir. Bu nedenle, süreçle ilgili ayrıntılı bilgi ve hukuki destek almak için bir kamulaştırma avukatıyla iletişime geçmek önerilir.
Adli yargı sürecinin tamamlanması ve asliye hukuk mahkemesinde bedel tespiti ile idare adına tescil davasının açılmasıyla birlikte dava dilekçesi ve eklerinin muhataba tebliği gerçekleşir. Böylece, idari yargıda iptal davası açmak için gerekli süreç tamamlanmış olur. İdari yargıda iptal davası açılmasıyla yürütmenin durdurulması kararı alınabilir. Bu durumda, idare mahkemesinde görülecek olan iptal davası, asliye hukuk mahkemesinde görülecek olan bedel tespiti ve idare adına tescil davası için bekletici bir mesele oluşturacaktır.
Kamulaştırma bedelinin tespitinde bilirkişinin görevi
Bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere, mahkeme heyeti ile birlikte gitmekte ve bu süreçte hazır bulunan ilgilileri de dinlemektedir. Ardından, taşınmaz mal veya kaynağın çeşitli özelliklerini detaylı bir şekilde incelerler. Bu inceleme sırasında taşınmaz mal veya kaynağın:
– Cinsi ve nev’i,
– Yüzölçümü,
– Kıymeti üzerinde etkili olan her türlü nitelik ve unsurlar,
– Varsa vergi beyanı,
– Resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri,
– Araziler için mevkii ve şartlarına göre net gelir getirme potansiyeli,
– Arsalarda geçmiş emsal satışlarına göre satış değeri,
– Yapılarda ise resmi birim fiyatları ve yapı maliyetleri,
– Diğer objektif ölçütler ve faktörler,
gibi unsurları detaylı bir şekilde değerlendirirler. Bu unsurların her birinin ayrı ayrı değeri üzerinde etkisi olduğunu göz önünde bulundurarak, taşınmaz mal veya kaynağın değerini tespit etmek üzere gerekli incelemeleri yaparlar. Bu değerlendirme, tarafsızlık ve objektiflik ilkesi çerçevesinde gerçekleştirilir ve sonuçları detaylı bir rapor halinde mahkemeye sunulur.
Kamulaştırma Türleri Nelerdir?
Kamulaştırma işlemleri farklı türlerde gerçekleşebilir ve her bir türün kendine özgü kuralları bulunmaktadır:
1. Kısmen Kamulaştırma: Devlet veya kamu tüzel kişileri, sadece kendi işlerine yarayacak kısmı kamulaştırır. Ancak, geri kalan kısmın kullanımı mümkün değilse ve bu durumda idari yargıda dava açılmamışsa, mal sahibinin başvurusu üzerine geri kalan kısım da kamulaştırılmalıdır.
2. Trampa Yolu ile Kamulaştırma: Taşınmaz mal sahibi kabul ettiğinde, kamulaştırma bedeli yerine, idare tarafından kamulaştırılan taşınmaz mallarından, bu bedeli kısmen veya tamamen karşılayacak miktarı verilebilir. Bu işlem için trampa yapılacak taşınmazların özel mallar olması gerekmektedir.
3. Acele Kamulaştırma: Yurt savunması ihtiyacı veya aciliyet durumunda, Cumhurbaşkanı kararıyla veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda acele kamulaştırma işlemi yapılabilir. Bu durumda, kamulaştırma bedeli yerine, mahkemece belirlenen değer bankaya yatırılarak taşınmaz mal hakkında el koyma kararı alınabilir.
4. Özel Kişiler Lehine Kamulaştırma: Özel kişiler lehine kamulaştırma, kanunda belirtilen yasal dayanağa dayanarak devlet tarafından yapılır ve bedeli özel kişi tarafından ödenir. Ancak, bu tür kamulaştırmaların yapılabilmesi için özel kanunlarda açık bir hüküm bulunması gerekir.
Bu kamulaştırma türleri farklı durum ve koşullara bağlı olarak uygulanır ve her biri belirli şartlara tabidir. Bu çerçevede, kamulaştırma işlemlerinde yasal düzenlemelere ve ilgili mevzuata uygun hareket edilmesi önem taşır.
Avukat
Erman ORAN