Bize Ulaşın
Muris Muvazaası (Mirastan Mal Kaçırma) Nedir?
Muris muvazaası, tarafların yapmak istedikleri asıl işlemi mirastan mal kaçırmak veya başka bir sebepten ötürü gerçekten farklı bir şekilde göstermeleridir. Bir diğer deyişle muris muvazaası (mirastan mal kaçırma); murisin (miras bırakan), mirasçısını mirastan yoksun bırakma amacı ile yaptığı karşılıksız kazandırmaları -genellikle- satış sözleşmesi veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi varmış gibi göstererek devretmesidir.
Muris muvazaasında amaç; saklı pay hakkına sahip mirasçıların, gelecekte tenkis davası açarak miras paylarını almalarını engellemektir.
Muris muvazaası durumunda tüm mirasçılar (saklı paylı olsun veya olmasın) muvazaalı işlem sebebiyle tapu iptali ve tescil davası açabilir. Ayrıca, atanmış mirasçılar bakımından da aynı durum söz konusudur. Dolayısıyla, bu kişiler de tapu iptal ve tescil davası açabilir.
“Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi , 2011/7019 E. , 2011/10389 K.)
Muris Muvazaasının Şartları Nelerdir?
Muris muvazaasının şartları, 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile somutlaştırılmış ve uygulanmaktadır. İlgili karar uyarınca muris muvazaasının varlığından söz edebilmek için belirli şartların varlığı aranmaktadır. Bu şartlar:
- Görünürdeki İşlem
- Gizli İşlem
- Muvazaa Anlaşması
- Mirasçıları Aldatma Kastı
1. Görünürdeki İşlem:
Tarafların gerçek iradelerinden farklı olarak yapılan işlemleri ifade eder. Miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla aslında gerçek iradeleriyle örtüşmeyen, hüküm ve sonuç doğurmayacak şekilde yapılan işlemlerdir. Görünürdeki işlem uygulamada satış, bağışlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak karşımıza çıkar. Örneğin, saklı paylı mirasçılardan mal kaçırmak için herhangi bir kimseye tapuda evini bağışlamış gibi devreden miras bırakanın amacı, saklı pay sahiplerinin ileride dava açmalarını engellemektir.
2. Gizli İşlem:
Miras bırakanın gerçek iradesini gösteren, görünüşteki işlemin ardında gizlenen asıl niyeti ortaya koyan sözleşmedir. Örneğin, miras bırakan evini bağışlamak istemekte fakat mirasçıları aldatmak amacı ile bu bağış işlemini satış sözleşmesinin ardına gizlemektedir. Gizli sözleşme yani yapılan bağışlama işlemi aslında tarafların gerçek iradesine uygun olduğundan kural olarak geçerlidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus gizli sözleşmenin şekil şartına bağlı olup olmadığıdır. Gizli işlem yani bağışlama tapusuz taşınmazlarda ve taşınır mallarda şekle bağlı değildir. Ancak tapulu taşınmazlarda resmi şekil şartına bağlı olduğundan ve ‘gizli sözleşmede’ bu şekle uyulmadığından geçersiz olmaktadır.
3. Muvazaa Anlaşması:
Muvazaa anlaşması, tarafların asıl iradelerini yansıtmayan görünüşteki sözleşmenin sadece mirasçıları aldatmak için yapılması hususunda miras bırakan ile üçüncü kişi arasındaki anlaşmadır. Taraflar, mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan görünüşteki işlemin kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayacağı hususunda anlaşırlar. Bu muvazaa anlaşması sözlü olabileceği gibi yazılı da olabilir.
4. Mirasçıları Aldatma Kastı:
Muris muvazaasının varlığından söz edebilmek için yapılan işlemin, yani tarafların görünüşte meydana getirdikleri satış vb. sözleşmelerin mirasçıları aldatma amacıyla yapılması gereklidir. Tarafların (miras bırakan ve üçüncü kişi) mirasçıları aldatma amacı yoksa, yapılan işlemle ilgili mirastan mal kaçırma davasının şartları oluşmamıştır.
Muris Muvazaası Davasını Kimler Açabilir?
Muris muvazaası davasını; mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kişiler hariç tüm miras hakkı zedelenen tüm mirasçılar açabilir. Tüm mirasçılardan kasıt saklı pay sahibi olan mirasçılar, atanmış mirasçılar ve evlatlıklardır. Muvazaa iddiasında bulunan kişi bu iddiasını her türlü delil ile ispatlayabilir.
Muris muvazaasına ilişkin davayı mirasçılardan her biri tek başına açabilir. Terekenin iştirak halinde olması mirasçıların her birinin tek başına dava açmasına engel değildir. Ayrıca her bir mirasçı diğerlerinin rızasını almadan kendi payı oranında muris muvazaasına dayalı iptal ve tescil davası açabilir. Ancak burada mirasçı kendi payı oranında değil de tüm taşınmazın terekeye dönmesini istemişse dava dışı diğer mirasçıların da rızasını almalı ya da temsilci ile davaya devam etmelidir.
Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Davacı dışında başkaca mirasçısının bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması hata-hile-gabin vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır. (Yargıtay 1.HD 2018/250 E. , 2020/3302 K.)
Muris Muvazaası Davasında Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre Nedir?
Muris muvazaasına ilişkin dava açabilmek için öncelikle miras bırakan kişinin ölmüş olması gerekmektedir. Bu dava mülkiyet hakkına ilişin bir dava olduğu için mülkiyet hakkı da mutlak ve ayni bir hak olduğundan dolayı bu davada zamanaşımı veya hak düşürücü bir süre söz konusu olmayacaktır.
Muris Muvazaası Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme:
Muris muvazaası davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası, taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır.
Yargıtay’ın Muris Muvazaası Olarak Kabul Etmediği Durumlar
Yargıtay bazı durumları muris muvazaası olarak kabul etmemiştir. Bu durumlardan bazıları;
Muvazaaya konu malvarlığı eğer miras bırakan tarafından değil bir başka üçüncü kişi tarafından satılmışsa yani satış işlemi üçüncü kişi ile miras bırakanın danışıklı işlem yaptığı kişi arasında yapılmışsa taşınmazın parası miras bırakan tarafından ödense dahi muris muvazaası olduğu kabul edilmemektedir.
Miras bırakanın para bağışladığı kişinin bu para ile taşınmaz satın alması durumunda da muvazaa iddiası kabul edilmemektedir.
Miras bırakanın borç senedi düzenlemesi durumunda muris muvazaası davası açılamamakta sadece koşulları varsa tenkis davası açılabilmektedir.
Satışa konu malın karşılığının mutlaka para olması gerekmez, diğer bir ifadeyle bu karşılık mal veya hizmet olarak da verilebilir. Taşınmaz kendisine devredilen davalı, miras bırakanın bakım ve ihtiyaçlarını karşıladığından tapudaki devir mirasçılardan mal kaçırma amacı taşımamaktadır. Bu nedenle tapu iptal ve tescil davası açılsa bile reddedilmektedir.
Devredilen taşınmaz tapuda resmi bağış yolu ile devredilmişse ve resmi bağış sözleşmesinin koşulları yerinde ise muris muvazaası davası açılamaz ancak koşulları varsa mirasta tenkis davası açılabilir.
Miras bırakan taşınmaz hakkında ipotek veya kira sözleşmesi yapmış ve bu sözleşmeleri de tapuya şerh vermişse lehine ipotek veya kira sözleşmesi şerhi verilen kişiler aleyhine muris muvazaası davası açılamamaktadır.
Miras bırakanın borç senedi düzenlemesi durumunda da yine muris muvazaası davası açılamamakta sadece koşulları varsa tenkis davası açılabilmektedir.
Miras bırakan mirasçısından mal kaçırmak amacıyla kadastro tespiti esnasında taşınmazı bağışta bulunmak istediği kişi üzerine kaydettirmişse bu durumda da muris muvazaası davası açılamamaktadır. Bunun yerine tapu iptali ve tescili davası açılması gerekir.
Miras bırakan ile taşınmaz üzerinde paydaş olan mirasçı, miras bırakanın kendi payını sağken bir başkasına devretmesi üzerine açtığı şufa davası reddedilmişse, miras bırakanın ölümünden sonra aynı pay için muris muvazaası davası açamaz.
Avukat
Erman ORAN